İki anaç nehir olan Dicle ve Fırat’ın tarih boyunca suladığı ve sarmaladığı kara parçası Mezopotamya… Günümüzden 10-12 bin yıl önce Fırat ve Dicle nehirlerinin kenarlarında avcılık ve toplayıcılıkla yaşamlarını idame ettiren küçük insan toplulukları, besin kaynaklarının azalmasından ötürü; çoğunlukla göçebe yaşam tarzlarından vazgeçmek zorunda kaldılar. Ve tarihin ilk köylerini( “Natufyen”leri) oluşturdular. Burada yapmış oldukları ilk […]
Siyah önlükleri giyip beyaz yakalıklarımızı taktığımız siyah-beyaz yıllardı… İlk kez tüm gökkuşağından renkleri barındıran suluboyalarımız olmuştu. Öğretmenimiz verdiği bir resim ödevinde bizlerden denizi çizmemizi istemişti. Oysaki sınıfımızın büyük bir çoğunluğu denizi hiç mi hiç görmemişti. Ve o yıllarda günümüzün görsel iletişim araçlarından eser yoktu. Nasıl bir şeydi deniz? Denizin uçsuz bucaksız masmavi sulardan oluştuğunu ve […]
Şimdi diyeceksiniz ki intikam gibi sevimsiz ve bu hissi taşıyanı bile zehirleyen bir konu nereden çıktı? Bir hayvanın türdeşi katledilmişse intikam alır mı? Bir şeyi yapmaya, başarmaya gücü yeten biyolojik donanımı varsa, türdeşinin intikamını alır. Peki, intikam alınırken hangi düşmana hangi yöntem kullanılır? ( İntikam! -ki bu hayvanların ve dünyamızın doğası için sadece bir meşru […]
Hayat ne idi bizler için? Ansızın ölüp gitmek mi yoksa sonu olmayan hayallerinin peşinden koşmak mı? Bembeyaz bir sayfayı kapkara çiziklerle doldurmak mı yoksa başkalarının sayfalarını karartmak mı? O, pamuk iplik yumaklarının üzerinde sımsıkı sarılmışcasına, salına salına sürerken neleri bırakıyor geride, neleri yaşamamıza izin vermiyor kendinden sonra? Soruyorum, durmadan soruyorum… Hangimiz anladık ki onu, neden […]
Aşk hakkında söylenen her söz, söyleyeni aşktan uzaklaştırır. Belki de uzaklık yakın olmaktır’ Tasavvufta, arap alfabesinin ilk harfi olan elif, şekil itibariyle “1” rakamına benzemesinden ötürü hem tanrının tekliğini hem de evreni ve tanrı’yı bir kabul etmenin simgesi olarak kabul edilir, şu halde aşkın elif hali her şeyin “1” olması ve kabul edilmesi halidir. Ya […]
Yıllarca önceydi. Orta Anadolu’nun bir köyünde öğretmenliğimin ilk erken güz günleri… İlk kez bir köy de yaşamaya başlamama rağmen pek bir sorunla karşılaşmamıştım. Köyde bana verilen lojman mevcut okulumun bahçesinde olmasına rağmen; eski bir caminin ve buna bağlı bir metruk mezarlığa denk geliyordu. Bunun dışında yeni caminin musalla taşı ise oturduğum odanın 10–15 metre ötesindeydi. […]
“herkesin kıyılarında, sınırlarını çocukluğunun çizdiği bir uçurum mutlaka vardır! ” Mezopotamya, kıyılarına yaşam sunan Dicle ve Fırat nehirlerinin arasında kalan medeniyetin asıl beşiği olarak bilinen topraktır. İnsanlık tarihinin ilk adımlarını attığı eşsiz bölgedir. Can alan, can veren Dicle ve Fırat… Adlarına ağıtların yakıldığı, yanan her yüreğin minnet duyduğu nehirler… Mezopotamya bilinen ilk okur-yazar topluluklara ev […]
Gübre böcekleri (Dung beetles) kısmen veya tamamen dışkı ile beslenirler.Bu türün en çoğu Scarabaeoidea familyasının Scarabaeinae ve Aphodiinae adlı alt familyalarına aittir.Gübre böcekleri ayrıca bok böcekleri olarak da anılmaktadır.Scarabaeinae familyasına ait olan böceklerin çoğu sadece dışkı ile beslenmektedirler, bu yüzden bu familyadakiler için gerçek gübre böcekleri ismi de kullanılmaktadır. Diğer familyalara ait olan gübre böcekleri, […]
Zamanın kekeleyen bir yerlerinde turuncu pelerinli pamuk şeker prensesi, ailesiyle beraber pamuk şeker tezgâhını gülümsemesine katıp rüzgârla dans etmeye çıkmışlar. Turuncu pelerini ve saçları rüzgârın salıncağıyla oyuna bırakmış, kız ise oyunu pamuk şeker gülümseyişiyle tatlandırmaya çalışıyordu. Uğur böceği küpeleri ona bu oyunda yardım ediyorken babası oyunun dışında karın tokluğuna pembe tatlar satıyordu yoldan geçenlere. Belki […]
Bizler, bütün arzuların tutuştuğu yerde buluşan bedenlerimizi, bir hiçliği vaat eden şeytanın zincirli ağzına ve suların çaresizleştiği yangınların koyununa bırakarak kovulmadık mı cennetten bu yeryüzü oyununa –ki şimdi hepimizin elinde bir başkasının elması… Böyle başlıyordu yazar kendi masalını aramaya. Kendi masalında vurulan kahramanların kendileriyle asırlık bilinçsiz kavgalarına şahit olmuştu belli ki. “Her masal vurur kahramanını” […]
Belki de sonsuza dek sürecek sürgünün; bu sonlu ilkbaharında gözlerimden dökülen lirik gözyaşları; rengârenk kanatlarıyla kelebeklere dönüşüyor. Bu renk cümbüşünden kelebeklerim gözlerimden gözlerinizin bahçelerine yolculuklara çıkarken; gök kuşaklarını havada iz olarak asılı bırakıyor. Tüm gözyaşı kelebekleri, sekmeksizin gözlerinizin bahçelerine tüyden dokunuşlarla konuyor. Kanat uçları gözyaşı maviliğini barındırırken; ebemkuşağı renkleri ise gözlerinizde belki de ironik mutlulukları […]